Dolma Kalem Büyülü Bir Asadır
Bildiğin gibi sevgili okur, dünyada ve bilhassa ülkemizde dolma kalemciler diye tarikat gibi bir ekip var. Bu insanların hayatlarının bir bölümü dolma kalem seçmekle, dolma kalem parası biriktirmekle, ilginç renkte mürekkepler almakla, kalemi doldururken her yeri mürekkep etmekle falan geçiyor. Mottoları: Dolma kalemimsiz asla! Bazı insanlara, hatta belki sana da bu çok şekilcilik, özentilik, artizlik olarak geliyor olabilir ama söylemeliyim ki ben de o insanlardan biriyim çünkü her şeyden önce günlükçü bir insanım. Çocukluğumdan beri günlük tutarım, bazense dramatik kesintiler olur, hiç yazmam bir süre. Geçen yıllar içerisinde anladım ki günlük tutmak çok psikolojik bir olay. Bir şeyi yazmak demek, özellikle de kafanın içinde dönüp duran bir şeyi, onu gerçek kılmak demek bir anlamda. Onu kabul etmek, kabullenmek, onu belgelemek, somutlaştırmak demek. Tam da böyle bir şey olduğu için, günlük tutmak hem bir itiraf ve kabul aracı hem de düşünceleri, sorunları, çıkmazları fark etmek, dü